Günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız nesneler, alışkanlıklar ve olaylar bazen sandığımızdan çok daha ilginç bir geçmişe veya işleyişe sahiptir. Bu yazıda, sıradan görünen ama aslında oldukça ilginç detaylar barındıran bilgileri derledik.
İyi 10 Listesi
- Kaju
- Solak Olmak
- Saç Spreyi
- Ters Tarama Yöntemi
- Sivrisinekler
- Gülmek mi Zor Surat Asmak mı?
- Yıldırım
- Galaksi
- Kolanın Asıl Rengi
- Yunanistan Milli Marşı
- Kurşun Kalem
- Bal Yapan Arılar
- Elektrikli Testere
- Şempanzeler ve Doğum Kontrol Hapları
- Çakmak mı Kibrit mi?
- 1 Trilyona Kadar Durmadan Sayı Saymak
- Sivrisinek Kovucu Spreyler
- Timsahlar ve Mide Taşları
- Çikolatalı Süt
- Bayat Ekmekten Silgiye
- Su Yosunları ve Oksijen
Kaju
Kalorisi oldukça yüksek olan kaju, aslında kaju ağacının (Anacardium occidentale) meyvesinin tohumudur. Kaju ağacı, tropikal bölgelerde yetişir. Bu ağacın meyvesinin altında, sap gibi görünen ancak aslında tohum olan kaju fıstığı bulunur. Böylece kaju, özel işlemlerden geçirildikten sonra yenilebilir hale gelir.
Solak Olmak
Dünyada her 10 kişiden biri solaktır. Yani dünyada solak insan oranı ortalama %10’dur. Solaklık, genetik faktörler ve beynin sağ ve sol yarım kürelerinin farklı çalışması gibi birçok etkenden kaynaklanabilmektedir. Yapılan bazı araştırmalar sonucunda solak olan kişilerin problem çözme ve yaratıcı düşünme konusunda daha becerikli oldukları gözlemlenmiştir.
Saç Spreyi
Kapalı sahada spor yaparken ayakkabıların kaymasını önlemek için, tabanına saç spreyi sıkarak geçici bir çözüm elde edilebilmektedir. Saç spreyi, ayakkabının tabanını daha yapışkan hale getirerek daha iyi tutuş sağlamaktadır. Fakat bu yöntem, kısa vadeli bir çözümdür ve sürekli kullanım için uygun değildir.
Ters Tarama Yöntemi
Bir ortamda bir eşya ararken, gözlerinizi her zamanki alışkanlıklarınızın dışında bir yönde, yani kitap okuma yönünün tersine doğru tarama yaparak dikkat alanınızı genişletebilirsiniz. Farklı bir tarama yönü, beynin odaklanma biçimini değiştirebilmektedir. Böylece aradığınız nesneyi daha kolay fark etmenize yardımcı olabilir. Bu tarama yönteminin etkileri üzerine kesin bilimsel kanıtlar olmasa da, alışılmış kalıpların dışına çıkmak çoğu zaman işe yarayabilmektedir.
Sivrisinekler
Sivrisineklerin çıkardığı sinir bozucu vızıldama sesi, aslında onların saniyede yüzlerce kez kanat çırpmasından kaynaklanmaktadır. Hızlı kanat hareketleri havada titreşimler oluşturarak yüksek frekanslı bir ses oluşturmaktadır. Özellikle sivrisineklerin çiftleşme dönemlerinde bu ses daha belirgin hale gelmektedir. Çünkü sivrisinekler birbirlerini kanat çırpma frekansları sayesinde tanımaktadır.
Gülmek mi Zor Surat Asmak mı?
Yapılan araştırmalara göre gülümsemek genellikle daha az kası harekete geçirirken, üzgün veya asık surat ifadeleri daha fazla kasın kullanılmasına neden olabilmektedir. Hatta, “gülmek 17, surat asmak 43 kası çalıştırır” şeklinde bir bilgi sıkça dolaşmaktadır. Ancak bu sayıların bilimsel bir temeli bulunmamaktadır. Yine de gülümsemenin hem ruh halimize hem de beden sağlığımıza olumlu etkileri olduğu bir gerçektir.
Yıldırım
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1.4 milyar yıldırım düşmektedir. Bu durum saniyede ortalama 40’tan fazla yıldırım anlamına gelmektedir.
Galaksi
Evrenin çok erken dönemlerinde oluşmuş bazı galaksilerin ışığı, bize ulaşana kadar 13 milyar yıl yol almaktadır. Oysa Dünya, bu ışığın yola çıkmasından milyarlarca yıl sonra, yani ortalama 4.5 milyar yıl önce oluşmuştur.
Kolanın Asıl Rengi
Kolanın karakteristik koyu rengini, içine eklenen karamel renklendirici vermektedir. Eğer bu madde eklenmeseydi kola yeşil değil; şeffaf veya açık sarımsı bir renkte olurdu.
Yunanistan Milli Marşı
Yunanistan’ın milli marşı, toplamda 158 dörtlükten oluşan “Özgürlüğe Övgü” adlı şiirin ilk iki dörtlüğüdür. Şiirin tamamı oldukça uzundur. Şiirin tamamını bilen insan sayısının az olduğu söylenmektedir. Aynı zamanda halk arasında sadece resmi olarak kabul edilen ilk kısmı bilinip söylenmektedir.
Kurşun Kalem
Ortalama bir kurşun kalem, kağıt üzerinde yaklaşık 56 kilometre uzunluğunda bir çizgi çizebilmektedir. Bu, kalem ucunun kalınlığına ve çizgi yoğunluğuna göre değişebilmektedir. Ancak bu durum teorik olarak mümkün kabul edilmektedir.
Bal Yapan Arılar
Dünya genelinde yaklaşık 20.000-25.000 arı türü bulunmaktadır. Ancak bunların yalnızca 4-7 tane türü insanlar tarafından tüketilebilen balı üretmektedir. Özellikle Apis cinsine ait olanlar tarafından bal üretilmektedir.
Elektrikli Testere
Elektrikli testerenin atası olarak bilinen mekanik testere, 18. yüzyılda kadınların doğumda yaşadığı pelvik darlık problemini çözmek için cerrahi bir araç olarak icat edilmiştir.
Şempanzeler ve Doğum Kontrol Hapları
Doğum kontrol hapları, sadece insanlarda değil, şempanzeler gibi bazı diğer primat türlerinde de etkili olmaktadır. Çünkü bu canlılar, üreme hormonları açısından insanlara oldukça benzer bir yapıya sahiptir. Bu benzerlik sayesinde, hormonal doğum kontrol yöntemleri şempanzelerde de yumurtlamayı baskılayarak gebeliği önleyebilmektedir.
Çakmak mı Kibrit mi?
Her ne kadar kullanımı daha pratik olarak görünse de, tarihsel olarak çakmak kibritten önce icat edilmiştir. 16. yüzyıldan itibaren çakmaklı taş ve çelikle kıvılcım çıkararak ateş yakmak yaygındı. 1823’te Alman kimyager Johann Wolfgang Döbereiner, hidrojen gazı ve platin katalizörüyle çalışan ilk kimyasal çakmağı geliştirmiştir. Kibrit ise bu icattan 3 yıl sonra, yani 1826’da İngiliz eczacı John Walker tarafından bulunmuştur.
1 Trilyona Kadar Durmadan Sayı Saymak
Hiç durmadan, yani 24 saat boyunca her saniyede bir sayı sayıldığını varsayalım. Bu tempoyla, tam 1 trilyona ulaşmak yaklaşık 31.700 yıl almaktadır. Elbette bu, yalnızca teorik bir hesaptır. Çünkü sayı büyüdükçe söylemesi de daha fazla zaman alacaktır. Örneğin “bir” demek için yaklaşık bir saniye geçerken, “sekiz yüz yetmiş üç milyar iki yüz kırk beş milyon…” gibi büyük sayıları söylemek saniyeler sürebilmektedir. Yani 1 trilyona kadar ulaşmak için geçecek olan süre çok daha uzun olurdu.
Sivrisinek Kovucu Spreyler
Sivrisinek kovucu spreyler, sanıldığının aksine sinekleri doğrudan uzaklaştırmaz. Bu ürünler, sivrisineklerin sizi bulmasına yardımcı olan koku reseptörlerini etkisiz hâle getirmektedir. Sivrisinekler, karbon dioksit, ter, vücut ısısı ve ciltteki kimyasalları algılayarak insanları bulmaktadır. Kovucu spreyler ise bu sinyallerin fark edilmesini maskeler veya beyinlerine giden sinyalleri bozarak onları yanıltır.
Timsahlar ve Mide Taşları
Timsahlar zaman zaman mideye kadar ulaşan taşlar yutmaktadır. Bu taşlara “gastrolit” (mide taşı) adı verilmektedir. Yuttukları bu taşlar, vücutlarına ekstra ağırlık katarak suyun altında daha rahat batmalarını ve dengede durmalarını sağlamaktadır. Özellikle avlarına gizlice yaklaşmak veya suyun derinliklerinde uzun süre kalmak istediklerinde bu taşlar işlerine yaramaktadır. Üstelik yapılan bazı araştırmalar, bu taşların sindirimi kolaylaştırıcı bir etkisinin de olabildiğini söylemektedir. Fakat, timsahlar açınsından en büyük faydası, taşların ağırlığı sayesinde suyun altında kontrollü biçimde hareket edebilmeleridir.
Çikolatalı Süt
İrlandalı hekim Sir Hans Sloane, 1700’lü yıllarda Jamaika’da görev yaptığı sırada kakao ile tanışmıştır. Ancak o dönem kakao oldukça acı olarak görülen ve yoğun bir tada sahip besin olarak görülüyordu. Sloane, bu tadı daha içilebilir duruma getirmek için kakaoyu sütle karıştırmıştır. Ortaya çıkan karışım, hem lezzetli hem de “sağlığa faydalı” olarak da görülmeye başlanmıştır. İrlandalı hekim Londra’ya döndüğünde bu tarif, besleyici ve şifa verici bir içecek olarak tanıtılmıştır. Ayrıca eczanelerde ilaç olarak satılmaya başlanmıştır. Çikolatalı süt özellikle sindirim problemlerine, halsizliğe ve genel zayıflığa karşı önerilmekteydi.
Bayat Ekmekten Silgiye
Silgiler hayatımıza girmeden önce, insanlar kurşun kalemlerle yazılan yazıları silmek için yumuşak ve kuru ekmek içini kullanmaktaydı. Özellikle yazıcılar, ressamlar ve haritacılar, yazı veya çizimlerdeki hataları düzeltmek için ufalanmış bayat ekmekten yararlanmaktaydı. Bu uygulama, 1770 yılında Edward Nairne isimli bir mucidin kauçukla yaptığı tesadüfi keşfe kadar devam etmiştir. Nairne, kauçuğun yazıyı daha kolay sildiğini fark edince ilk gerçek silginin temelini atmıştır.
Su Yosunları ve Oksijen
Dünyadaki oksijenin önemli bir kısmı, okyanuslarda yaşayan mikroskobik canlılar tarafından üretilmektedir. Bunların başında fitoplankton, algler ve siyanobakteriler gibi su yosunları gelmektedir. Bu canlılar, tıpkı kara bitkileri gibi fotosentez yaparak güneş ışığını kullanmaktadır. Aynı zamanda karbondioksit ve sudan besin üretmektedir. Bu süreçte yan ürün olarak oksijen açığa çıkmaktadır. Görünmeyen boyutlarda olmalarına rağmen, sayıca trilyonları bulan bu canlılar, yeryüzündeki oksijenin yüzde 50 ile yüzde 80’ini sağlayarak atmosferin dengesinde kritik bir rol oynamaktadır.